rehberlik
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI
• Günün hangi saatleri çalışmamız için uygun, bunu belirleyin.
• Uyabileceğiniz nitelikte bir çalışma programı hazırlayın.
• Günlük tekrarlar çok önemlidir. Yapılan araştırmalar öğrenilen bilginin % 70'inin 24 saatte unutulduğunu göstermektedir.
• Uykusuzluk, yorgunluk,açlık çalışmamızı engelleyen etmenlerdir.
• Çalıştığınız ortamda kendinizi rahat hissettiğinizden emin olun.
• Gürültülü bir ortamda çalışmayın.
• Birden fazla ders çalışmanız gerekiyorsa önce zor derslerden başlayın.
• Benzer dersleri arka arkaya çalışmayın.
• Ders aralarında kendinize dinlenme payı bırakan.
• Ders çalışmak kadar eğlence ve dinlenmeye de zaman ayarın.
• Konuyu çalıştıktan sonra kendi kendinize anlatabilirsiniz.
• Anlamadığınız konuları yada bölümleri not alın. Öğretmene soru sormaktan
çekinmeyin. Öğretmenler kendilerine soru sorulmasından hoşnut olurlar.
• Önemli yerlerin altını çizebilir,özet çıkarabilirsiniz. Kendi cümlelerinizle özet
çıkarmaya önem veriniz Aklınızda daha kolay kalır.
• Derslere mutlaka hazarlıklı girin. Öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlamamız bu
yolla mümkün olur. Hem de ders daha çekici hale gelir.
• Ders çalışmakta zorlanıyorsanız, yaptığınız programa uymakta güçlük çekiyorsanız
Rehberlik Servisi'ne başvurun.
SINAVLARDA BAŞARILI OLMA YOLLARI
~ Sınav öncesi ve sınav esnasında yaşanan heyecanın her öğrencide görülmesi normaldir. Ancak yaşanan bu heyecanın sınavdaki başarıyı olumsuz yönde etkileyecek kadar aşırı olması normal değildir. Böyle durumlarda kendinizi rahat hissedebilmeniz için sınav hakkında olumlu düşünün, daha önceki başarılarınızı aklınıza getirin., sınavı ölüm kalım meselesi gibi görmeyin.
~ Sınavlarda başarılı olmanın ön koşulu günlük yapılan tekrarlar ve bir program dahilinde çalışmaktır.
~ Sınavlarda gelecek sorular öğretmenlerin çok üstünde durdukları konulardan ve derslerde sordukları sorulardan gelir.
~ Sınav esnasında soruların cevaplarına geçmeden önce tüm sorulan okuyunuz. Öğretmenin açıklamalarını dinleyiniz. Tam olarak ne sorulduğunu anlayın neler yazacağınızı kafanızda planlayın. Yazdığınız cevaplardan sonra cevabın altında boşluk bırakmanız daha sonra hatırladıklarınızı yazmanız gerektiği durumlarda sizlere kolaylık sağlar.
~ Eğer zihninizin sınavdan koptuğunu fark eder ve hissederseniz ( Aynı satırı
veya soruyu anlamadan tekrar tekrar okursanız, camdan bakıyorsanız vb. ) bir kaç saniye için zihninizi dinlendirmeye ihtiyacınız var demektir. Kaleminizi bırakın gözlerinizi kapatın, alnınızı ve şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak başka bir dinlenme egzersizi yaparak 15 saniye gibi bir süreyi bu amaçla kullanın.
~ Soruları cevaplamayı bitirdikten sonra cevaplan mutlaka tekrar gözden geçirin.
Yapılan bu önerileri dikkate alırsanız başarılı olacağınıza inanıyoruz.
Yunus Emre İlköğretim Okulu
Rehberlik Servisi
Ana, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi, onların "derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları" yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın nedeni, "yeterince çalışmamak" olarak görülmekte ve öğrenciden sürekli daha çok çalışması istenmektedir. Oysa gerekli olan "Bilinçsizce çok çalışmak" değil; verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince yararlanarak etkili çalışmaktır.
Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı ve niyetli olması gerekir. Buna karar verdikten sonra ders çalışmasını aksatan yada kolaylaştıran alışkanlıklarının bir listesini yapmalıdır. Bir yandan listede yer alan olumsuz alışkanlıklarını bırakmaya çalışırken öbür yandan da olumlu alışkanlıklarını pekiştirmek için çaba göstermelidir. Çalışma ve denemeler, olumsuz alışkanlıklar atılıncaya, olumlu alışkanlıklar iyice yerleşinceye kadar sürdürülmelidir.
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI NELERDİR?
I- AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar.
II- PLANLI ÇALIŞINIZ
Birden çok iş yada ders üzerinde aynı günde çalışmanız gerektiğinde hangisinden işe başlayacağınızı bilemediğiniz yada çalışmaya başlamak için karar veremediğiniz anlar oluyor mu? Bu soruya yanıtınız "evet" ise, sizin planlı çalışmayı bilmediğinizi kolayca söyleyebiliriz. Bu tür bir durumla, yani aynı zamanda birden çok dersi çalışmayla yüz yüze geldiğinizde, dersler-den her birinin üzerinizde yarattığı ruhsal baskı, bunlardan herhangi birine kendinizi tümüyle vermenizi engelleyerek ve verimsiz biçimde işlerden birini bırakıp ötekine atılmanıza neden olacaktır.
Bu tür kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ne zaman yapacağınızı belirli bir sıraya koymakla yani "Karar Vermekle" ortadan kalkar. İşte çalışmada plan; "nasıl", "ne zaman" ve "nerede" çalışacağınıza karar vermek demektir.
Öğrenciler günlük ve haftalık bölümleri de olan aylık çalışma planlarında;
1- Hangi derslere, haftanın hangi günleri çalışacaklarını,
2- Geçmiş konuların tekrarına ne zaman yer vereceklerini,
3- Sınav tarihlerini,
4- Hazırlayacakları ödevlerin neler olduğunu ve zamanını,
5- Planlarına aldıkları, ancak çeşitli nedenlerden ötürü zamanında yapamadıkları çalışmala-rını ne zaman tamamlayacaklarını,
6- Dinlenme, müzik dinleme, televizyon izleme, spor yapma sinema ve tiyatroya gitme gibi ders dışı etkinliklere ne zaman yer vereceklerini göstermelidirler.
Günlük çalışma çizelgelerinde; okulda geçen saatler, ders çalışma, eğlenme, dinlenme, ev işlerine yardım ve uyku saatleri gösterilmiş olmalıdır.
Çalışmaya başlayacağı zaman kendini yorgun ve isteksiz hisseden öğrenci çalışma saatlerini yanlış seçmiş demektir. Beklemeden günlük çalışma çizelgesinde gerekli değişikliği yapmalıdır.
III - ZAMANI VERİMLİ KULLANINIZ
Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendi ği bir ders i bir başka öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenciyse çabuk yorulabilir yada çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders yada konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır.
Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır.
Ders çalışmak için gerekli gücün toplanabilmesi bakımından eğlenmeye ve spora da zaman ayrılmalıdır. Ancak bu süre gereğinden fazla olmamalıdır.
IV- VERİMİ AZALTICI ETKENLERİ ORTADAN KALDIRINIZ
Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, sızı, elem duygusu, korku, öfke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir.
V- UYGUN BİR ÇALIŞMA ORTAMI SEÇİNİZ
Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir nedeni olmamalı, elverişsiz koşullarda da ders çalışmaya alışmalıdır.
Yatakta, koltukta ve divanda uzanarak çalışmak, dikkatin toplanmasını güçleştirecek, öğrencinin çalışmak için daha çok zaman yitirmesine neden olacaktır.
VI- DİKKATİNİZİ UYANIK TUTUNUZ
İnsanda dikkat her an vardır, önemli olan bunun çalışılan konu üzerinde toplanabilmesidir. Sevilen ve ilgi duyulan bir konu, dikkatin uyanık tutulmasına yardım eder. Daima belirli yerler-de çalışmak, gürültünün bulunmadığı ortamlarda çalışmak, sandalyede oturarak çalışmak, masada gerekli araçlar dışında başka şeyler bulundurmamak, çalışma yerini 1820 derece sıcaklıkta tutmak, işleri sıraya koymak, işleri bitirmede kendinizle yarış kararı almak, her seferinde bir çeşit işle çalışmak dikkatin dağılmasını önleyici yöntemlerdir.
VII- DERSE HAZIRLIKLI GELİNİZ
Başarılı olmanın yollarından biri de derslerin işlenmesine etkin olarak katılmaktır. Derslerde sürekli edilgin durumda kalan öğrencilerin işlenen konuları anlamaları zordur. Öğrenciler okula gelmeden önce, o gün işleyecekleri konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin işlenişine katılmak için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlarlar.
Gerek işlenecek konulara hazırlanırken, gerekse işlenen konular gözden geçirilirken, anlamakta zorluk çekilen yerler belirlenmeli, bu konularla ilgili sorular hazırlanıp, derste öğretme-ne sorulmalıdır. Öğretmenlerin derse hazırlıklı gelen, soru soran, derse kalkan öğrencileri da-ha çok sevdikleri de unutulmamalıdır.
VIII- NOT TUTUNUZ
Öğrencilerin büyük bir kısmı not tutma tekniğini bilmemektedir.
Not tutarken;
1- Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.
2- Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar
beklenilmelidir.
3- Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir.
4- Konu; grafik, şekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlarda alınmalıdır.
5- Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.
6- Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvedde yapma, sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir.
IX- ARAÇ - GEREÇ VE KAYNAKLARDAN YARARLANINIZ
Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı araçlara ne kadar baş vurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişleyecektir.
Basılı öğrenme araçlarından yararlanmada çizelge grafik, harita ve resimlerin özel bir önemi vardır. Bunlar sayfalarca anlatılan bilgileri topluca ve bir arada vererek o konunun kavranmasına yardımcı olmaktadırlar.
X-VERİMLİ OKUYUNUZ
Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenme de hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır. Okuma hızı lise öğrencileri için yaklaşık 200 - 250 sözcüktür. Bu hız okunulan yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek amacıyla bir hikaye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama okuma yorum yapma, eleştirme özet çıkarmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş olmalıdır.
Hızlı okumanın en önemli yolu sesiz okumadır. Sessiz okuma hızı arttırdığı gibi anlamayı da kolaylaştırır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bol bol okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete, öykü ve roman gibi şeylerle işe başlamalı giderek boş zamanları okuyarak değerlendirme alışkanlığı kazanılmalıdır.
XI-ARALIKLI TEKRARLAR YAPARAK UNUTMAYI ÖNLEYİNİZ
Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak tekrar etmektir. Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır.
Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.
Başarı dileklerimizle.
İŞTE HAYATINIZ VE SİZ
Bir yaşındayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı
Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
İki yaşındayken size yürümeyi öğretti
Size seslendiğinde kaçarak teşekkür ettiniz.
Üç yaşındayken size özenle yemek hazırladı
Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
Dört yaşındayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu
Evin bütün duvarlarına resim yaparak ona teşekkür ettiniz.
Beş yaşındayken sizi cici kıyafetlerle süsledi
Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
Altı yaşındayken okula kadar sizinle yürüdü
Sokaklarda "gitmeyeceğim" diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
Yedi yaşında iken size top hediye etti
Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
Sekiz yaşındayken zararlı TV programlarını seyretmemenizi istedi
Evde yokken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
Dokuz yaşındayken size mandolin öğretmeni buldu
Notaları bile çalışmayarak teşekkür ettiniz.
On yaşındayken doğum günü partilerine sizi arabayla götürdü
Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz.
On bir yaşındayken arkadaşınızla sinemaya götürdü
Sen bizimle .oturma diye teşekkür ettiniz.
On beş yaşındayken sizi yurt dışına yaz kampına gönderdi
Bir kere bile aramayarak teşekkür ettiniz.
On yedi yaşındayken erkek arkadaşınızIa partiye gitmenize izin verdi
Bir telefon bile etmeyip sabaha karşı eve gelerek teşekkür ettiniz.
On dokuz yaşındayken okul masraflarını karşıladı, sizi kampüse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampüs dışında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
Yirmi bir yaşındayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi
Ben senin gibi olmayacağım diye teşekkür ettiniz.
Yirmi dört yaşınızdayken uzun süredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi
Zamanını ben bilirim diye tersleyip teşekkür ettiniz.
Yirmi beş yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı
Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
Otuz yaşındayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi
İlkel yöntemleri bırak diyerek teşekkür ettiniz.
Kırk yaşındayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı
Anne işim başımdan aşkın diyerek teşekkür ettiniz.
Elli yaşındayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinde mutlu oldu
Ona yaşlıların çocuk gibi olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün O öldü.
O güne kadar onun için yapamadığınız ne varsa, o anda kalbinize yıldırım gibi düştü,
Eğer anneniz hala sizinle ise, onu her zamankinden daha çok sevme şansınız var demektir.
GELENEKSEL OKULLARIN RUH SAĞLIĞINI İLGİLENDİREN TEMEL PROBLEMLERI
1- Okullar yalnız akademik başarıya önem vererek insanların diğer
doğal yeteneklerini daraltmaktadırlar.
2- Okullar duyguların soyutlanmış, yüzeysel yaşantılarla
yetiştirdiği için kalıcı ve köklü davranış değişiklikleri
sağlayamamaktadır.
3- Okullar öğrenciler için bir yarışma ortamı haline gelerek
öğrencilerin çoğunda yetersizlik duyguları yarattığı gibi
karşılıklı güven ve dayanışma duygularını da yok etmektedir.
İNSANCI EGİTİMİN İLKELERİ
1- İnsan tek ve temel güdüye sahiptir. Bu güdü kendini
gerçekleştirme gereksiniminden kaynaklanır.
2- Davranış bozuklukları, bir güvensizliğin sonucudur. Aslında
insan doğası itibariyle iyidir.
3- " İnsan hem re aktif, hem de aktif bir yaratıktır." İnsan
davranışları dıştan ve içten kaynaklıdır.
4- "İnsan davranışlarını, onun kendi öznel gerçeği tayin eder.
5- "İnsan davranışlarını tayin eden en önemli gerçek, onun kendini
algılayış biçimidir."
6- "İnsan davranışlarını değiştirmek için önce onun öznel gerçeğini
değiştirmek gerekir."
BENLİGİN GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FARKLI
ANA-BABA TUTUMLARI
1- Aşırı baskıcı ve otoriter tutum
2- Gevşek tutum ( Çocuk merkezci aile) 3- Dengesiz ve kararsız tutum
4- Aşırı koruyucu tutum
5- İlgisiz ve kayıtsız tutum
6- Güven verici destekleyici tutum
ERGENLİK ÇAĞININ GELİŞİM GÖREVLERİ
1- Cinsel rolünü kabullenme ve bu role uygun davranış örüntüleri
geliştirebilme.
2- Duygusal bağımsızlığını kazanma ve kendisiyle ilgili önemli kararları
kendi başına verebilme.
3- Yaşıtları arasında kabul görme ve arkadaşlık işbirliği, liderlik yeteneğini
geliştirebilme.
4- Çatışan değerleri uzlaştırma ve kendi yaşına özgü bir yaşam felsefesi
geliştirebilme.
5- Meslek seçimi için gerekli ön hazırlıkları yapma ve uygun olan mesleği
seçebilme.
6- Öz kimliğe ulaşma ve bunu kabullenme.
Rehberliğin Kapsamı
• Rehberlik Hizmetleri bir bütündür, birbirlerini tamamlar.
• Hizmetler birbirlerinin alanını kısmen kapsasa da kendine özgü etkinlikleri de içerir.
• Tüm hizmetlerin merkezinde psikolojik danışma yardımı yer alır.
• Hizmetler arasındaki ilişkiler aynı ağırlıkta ve yoğunlukta olan çok yönlü bir yapıya sahiptir.
Bilgi Toplama ve Yayma
Yöneltme ve Yerleştirme
Psikolojik Danışma
İzleme 'Değerlendirme Çevre/Veli ile ilişkiler
Bireyi Tanıma
Araştırma ve Geliştirme
Müşavirlik (Konsültasyon)
1. Psikolojik Danışma Hizmeti
2. Oryantasyon Hizmeti (Yeni Ortama Alıştırma)
3. Bireyi Tanıma Hizmeti
4. Bilgi Toplama ve Yayma Hizmeti
5. Yöneltme ve Yerleştirme hizmetleri
6. izleme ve Değerlendirme Hizmeti
7. Müşavirlik (Konsültasyon ) Hizmeti
1. Rehberliğin temelinde, insan hak ve sorumlulukları ile yakından ilgili demokratik ve
insancıl bir anlayış vardır.
2. Rehberlik anlayışı, her türlü çalışması ile öğrenciyi merkeze alan bir eğitim sistemi
öngörür.
3. Rehberlik yardımının esası, öğrencilerin kendi kişiliklerini daha iyi anlamaları ve
problemlerine çözüm yolları bulmada onların kendi kendilerine yeter bir duruma
gelmelerini sağlamaktır.
4. Rehberlik hizmetleri öğrencinin her yönüyle gelişmesi ve kendini gerçekleştirmesine
yardım etmelidir.
5. Rehberlik uygulamalarında öğrenci ile ilgili herkesin ortak bir anlayış ve işbirliği
içinde çalışması gereklidir.
6. Rehberlik uygulamaları her okulun amaç ve ihtiyaçlarına uygun alanlarda
yoğunlaştırılmalıdır.
7. Uygun bir okul rehberlik programı, çevre koşulları ve özellikleri ile öğrenci nitelikleri
ve ihtiyaçlarının düzenli ve sistemli olarak değerlendirilmesi temeline
dayandırılmalıdır.
8. Okulda etkili bir öğretim programı, etkili bir rehberlik programını gerektirir. Öğretim
ve rehberlik hizmetleri karşılıklı olarak birbirine bağımlıdır.
9. Rehberlik hizmetlerinde bireysel farklara saygı esastır.
10. Rehberlik hizmetleri planlı, programlı, örgütlenmiş bir biçimde ve profesyonel bir
düzeyde sunulmalıdır.
11. Rehberlik hizmetlerinde "süreklilik", "gönüllülük" ve psikolojik danışma ilişkilerinde
ayrıca" gizlilik" esastır.
12. Rehberlik hizmetleri çok yönlü ilişkiler sistemi içinde yürütülmelidir.
PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİNDE ETİK
KURALLAR
ı. Psikolojik Danışmanlar kendilerini sürekli yenilemek ve geliştirmek,
kaliteyi yükseltmeye çalışmak.
2. Hizmetlerin kendisine özgü etik kuralları olduğunu kabul etmek ve bu
kurallara uymak zorunluluğunu hissetmek.
3. Hizmeti ilgili kişilere ve çevreye tanıtmaya çalışmak.
4. Hizmet alanında çalışan meslektaşlarında bu etik kurallara uymalarına
dikkat etmek, uymayanları uyarmak.
5. Görev yaptıkları kurum üyelerinden bu etik kuralları benimsenmesi
yönünden davranmak.
6. Psikolojik danışma hizmeti veren uzmanlar, yardım isteyen
danışanların sahip olduğu tüm seçme ve karar verme hakkına saygılı
olmak.
7. Psikolojik Danışman danışanla kurduğu psikolojik danışma ilişkisini ve
bu ilişki süresince danışanlar hakkında edindiği bilgileri gizli tutmak
zorundadır.
8. Psikolojik Danışman, danışması yardımcı olamayacağını yada
olmadığını anladığında hizmeti kesmelidir. Danışanı etkili olacak başka
bir uzman danışmana göndermelidir.
9. Psikolojik Danışma sonrasında danışman bir başka kişiye yada kuruma
zarar vereceği tehlikeyi anladığında danışan kişinin kimliğini açığa
vurmadan kişileri uyarmalıdır.